
1932’de Darülfünun hakkında bir rapor hazırlamak üzere Cenevre Üniversitesi eski rektörlerinden Profesör Albert Malche Türkiye'ye davet edildi ve hükümetçe kendisinden, yerinde incelemeler yaparak bir rapor hazırlaması istendi. Profesör Malche İstanbul Darülfünunun tüm fakülte, klinik, kütüphane ve dersanelerini gezip öğretim üyeleri, yöneticiler ve öğrencilerle görüştükten sonra hazırladığı raporunu hükümete sundu ve İsviçre'ye döndü.
Prof. Malche, Mayıs1933'te ikinci kez Türkiye’ye geldi ve 1934 ilkbaharına kadar burada kaldı. Kendisine yardımcı olarak verilen ve Mühendis Mektebi’nden Müderris Kerim Erim’in de üyesi bulunduğu komisyonun yardımıyla üniversite kadrolarını oluşturmaya başladı. Üniversite rektörlüğüne Dr. Neş'et Ömer İrdelp, Fen Fakültesi dekanlığına da Prof. Kerim Erim getirildi.
1933 başlarında Almanya’da iktidarın Naziler tarafından ele geçirilmesi, Alman entellektüel çevrelerinde ve üniversitelerinde büyük huzursuzluğa neden olmuştu. Bu nedenle pek çok bilim adamı, özellikle musevi asıllı olanlar, Almanya’yı terk etmeye başladı. Bunlara huzur içinde çalışabilecekleri yerler bulmak amacıyla Zürih'te “Notgemeinschaft deutscher Wissenschaftler im Ausland” adlı bir dernek kuruldu. Prof. Malche bu derneğe bir mektup yazarak, Atatürk’ün projesinden söz etti ve Almanya’da huzursuz olan bilim adamlarının Türkiye’yi de gözönünde bulundurabileceklerini bildirdi.
1933 Üniversite Reformu, aslında bir reformdan çok bir devrimdi ve ülkemizdeki matematik öğretimini, bu konularda çok iyi yetişmiş olduğu tartışma götürmeyen uzmanların eline teslim ediyordu. Bu uzmanlar, ilk aşamada, Prof. Richard von Mises, asistanı Hilda Geiringer ve Prof. Willy Prager’den ibaretti. Bu kadroya 1940’lı yılarda İngiliz asılı Prof. Patrick du Val ve Prof. Rankin de katıldı. Matematiğin gelişmesine dünya ölçüsünde önemli katkılarda bulunmuş olan bu bilim adamlarının yanında Kerim Erim ve Ali Yar ile birlikte, o sıralarda lisans öğrenimlerini yurt dışında tamamlamış bulunan Cahit Arf, Ratip Berker ve Ferruh Şemin de yer alıyordu. Daha sonra bunlara Almanya'dan doktora yapmış olarak gelen Orhan Alisbah ve Nazım Terzioğlu da katıldı.
Ülkemizin ilk Fen Fakültesi’nde bir Riyaziye Enstitüsü oluşturmakla işe başlayan Kerim Erim başkanlığındaki kadro, eğitimin yanısıra, uluslararası düzeyde bilimsel araştırma etkinliklerinin de ilk tohumlarını attı. Araştırma kavramını sağlam bir zemine oturtmak ve bir gelenek oluşturmak amacıyla hemen bir dergi çıkarılmaya başlandı. Riyaziye Enstitüsü 1934 kadrosu şu şekilde Kürsülere ayrılıyordu:
1. Umumi Riyaziyat ve Yüksek Cebir (Ali Yar Bey, Hüseyin Ferruh Refik Bey, Fahrettin Bey)
2. Temami ve Tefazuli ve Yüksek Riyazi Tahlil (Kerim Bey, Cahit Arifi Bey, Kadri Bey, Muzaffer Bey)
3. Riyazi Mihanik ve Yüksek Hendese (Richard von Mises, Willy Prager, Ratip Bey Lütfi Biran, Hilda Geiringer).
Yukarıda sözü edilen tohumlar (bunlar arasında Enstitünün genç elemanlarını doktora yapmak üzere Avrupa’ya göndermek de vardı) 1930’lu yılların sonuna doğru meyvelerini vermeye başladı ve 1940’larda, Almanya’dan gelen yabancı matematikçilerin ayrılmasına karşın, artık Matematik Enstitüsü adını almış olan Riyaziye Enstitüsü’nün, mesleki gelişimlerini tamamlamış bulunan genç elemanları, Kerim Erim’in direktörlüğü altında, araştırma kavramını Enstitü’ye kesin olarak yerleştirmiş oldular. Bu konuda Kerim Erim’le birlikte, kendisinin 1952’deki ölümünden sonra, İstanbul Üniversitesi’nden ayrıldığı 1962’ye kadar kendi başına üstün gayret sarfetmiş olan Ord. Prof. Dr. Cahit Arf’ı özellikle zikretmek gerekir.
1960’ların başında Matematik Enstitüsü idari birim olarak ortadan kalktı ve Fen Fakültesi içindeki Matematik Dalı, Analiz, Cebir ve Sayılar Teorisi, Geometri ve Tatbiki Matematik Kürsüleri olmak üzere, birbirinden bağımsız dört kürsü tarafından temsil edilmeye başlandı. Bir süre sonra “Nümerik Analiz ve Hesap Makinaları” adlı yeni bir kürsü kurulduysa da, kendi başına faaliyeti olmayan bu kürsü, 1976 sonunda Analiz Kürsüsü’ne katıldı. 1977 yılında söz konusu dört kürsü, kendi teşkilatlarını korumak şartıyla, Matematik Bölümü adı altında bir Kürsülü Bölüm halinde birleştirildi. 1981’e kadar bu şekilde faaliyet gösteren Bölüm, 6 Kasım 1981 tarihinde yürürlüğe giren “Yükseköğretim Kanunu” ile Kürsüler kaldırılmış ve Matematik Bölümü Analiz ve Fonksiyonlar Teorisi, Cebir ve Sayılar Teorisi, Geometri, Topoloji, Uygulamalı Matematik Matematiğin Temelleri ve Matematik Lojik Anabilim dallarından oluşan yeni yapısına geçmiştir. Birkaç yıl sonra bunlara Matematiğin Temelleri ve Matematik Lojik anabilim dalı da eklenmiştir.
Kaynaklar
1) Hülya Şenkon, İstanbul Üniversitesi Matematik Bölümü, MD 2004 Bahar.